kendi başına

kendi başına (yapmak

to on one's own hook Fiil

kendi başına açtığı derde yanmak

to let someone stew in his own juice Fiil

kendi başına başa çıkmak

to do well enough on one's own Fiil

kendi başına birşey yapmaya başlamak

to strike out on your own Fiil

kendi başına çalışan borsa simsarı

floor broker

kendi başına çalışan girişimci

individual entrepreneur

kendi başına çalışan tüccar

small business man

kendi başına durabilen

freestanding

kendi başına duran paragraflar

loose paragraphs İsim

kendi başına duran satır

line by itself

kendi başına düşünebilmek

to think for yourself Fiil

kendi başına gitmek

to pull a lone oar Fiil

kendi başına idare etmek

to look after yourself Fiil

kendi başına iş gören işadamı

individual proprietor

kendi başına iş gören tüccar

private trader

kendi başına karar almak

to think for yourself Fiil

kendi başına mütalaa edildiğinde sahip olduğu anlamla

as such Zarf

kendi başına parti kurmak

to constitute oneself to a party Fiil

kendi başına parti kurmak

to constitute oneself a party Fiil

kendi başına savaşmak

to fight one's own battle Fiil

kendi başına suç teşkil eden fiil

substantive felony

kendi başına var olan dava

separate action

kendi başına yapmak

to be on one's own hookup Fiil

kendi başına yaşamak

to live on one's own Fiil

kendi başına yaşamak

to live in privacy Fiil

kendi başına yaşamaya başlamak

to strike out on your own Fiil

kendi başına yeten

self sufficient-

başkasına muhtaç olmadan kendi başına yapabilme

self-help

bir manzaraya kendi başına hâkim olmak

to loom over a a unrivalled Fiil

bir servete kendi başına sahip olmak

to have something in one's own right Fiil

bir şeye kendi başına malik olmak

to possess something in one's own right Fiil

bir şeyi kendi başına halletmek

to play a lone hand on sth Fiil

birşeyin çözümünü kendi başına bulmak

to work something out for yourself Fiil

davasını mahkemede kendi başına savunmak

to conduct one's own case Fiil

ev işlerini kendi başına yapmak

to housekeep for oneself Fiil

işi kendi başına yapmak

to plough plow a lonely furrow Fiil

kanun önünde kendi başına bir insan gibi muamele görmek

to be treated by law as a person in her his own right Fiil

memleket dışında kendi başına iş gören bağlı şirket

foreign subsidiary

yardımsız kendi başına bırakmak

to turn adrift in the world Fiil